HAKKIMIZDA

Geride bıraktığımız yüzyılın ortalarından itibaren giderek daha fazla hissedilmeye başlayan dünya nüfusundaki artış, baş döndürücü bir ivme ile gelişen endüstri ve bu değişime paralel olarak yeryüzündeki doğal güzelliklerini tehdit eden kirlenmelerden kaynaklanan çevre sorunları, yirminci yüzyılın son çeyreğinde insanlığın geleceğini olumsuz yönde etkileyen en önemli faktörlerden biri haline gelmiştir. Havası ve suyu kirlenmemiş, toprağı bozulmamış, gürültüden ve diğer kirliliklerden uzak, temiz, güzel, yeşil ve sağlıklı bir çevrede yaşamak, yirminci yüzyıl insanının en büyük isteği ve özlemi haline gelmiş, geleceğe huzurla bakabilmenin en büyük teminatı olarak belirginleşmeye başlamıştır.

 

Türkiye gibi gelişmekte olan ve endüstrileşme sürecine geç katılmış bulunan ülkelerde kentleşme eğilimi, 20. Y.Y. ortalarından itibaren ivme kazanmış demografik bir olaydır. 


1927 yılında 13 milyon 648 bin olan ülke nüfusu 1950 yılından bu yana kalkınmanın gelişmesiyle, tarım ülkesinden ziyade, nüfusun kent toplumuna dönüşmesine neden olmuştur. 1950'de toplam nüfus 21 milyon iken 1980 yılında iki katından fazla artarak 45 milyonu aşmıştır. Yıllık %2,5 düzeylerinde seyreden hızlı nüfus artışı ve kentsel nüfus payının artması, her on yılda kentlerdeki nüfusun iki, hatta üç katına çıkmasına neden olmuştur.

 

1980 yılında 45 milyon olan ülke nüfusunun yarısından biraz fazlası yani 22 milyon 700 bin kişisi kent nüfusu haline gelmiştir. 2012 yılında ise "Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi" ile yapılan sayımda ortaya çıkan 75.627.384 toplam Türkiye nüfusunun %77,3 ü kentlerde, %22,7'si ise köylerde bulunmaktadır.

 

Bu sonuçlardan anlaşılacağı gibi Türkiye nüfusu hızla kentleşmiştir.

 

Kent nüfusunun hızlı artışı, ülke düzeyinde kentsel altyapı ihtiyacının farklı boyutlara ulaştığını gösteriyor. Zamanında çözüm üretilmediği veya yeterli düzeyde altyapı temin edilmediği için ortaya çıkan sorunlar yumağı tüm kentlerde açıkça görülmektedir.


Türkiye'de kentsel alanlarda su, temizlik hizmetleri kent içi yollar ve ulaşım sorunlarının çözümü için yerel yönetimlerin mali kaynakları güçlendirilmiş olmakla beraber, yine de yılların biriktirdiği sorunların süratle çözüme kavuşturulması bir hayli zor olacaktır.


Türkiye'de planlı kalkınma döneminin başlaması ile birlikte sanayileşme yolunda önemli adımlar atılmış ve sanayileşmeye paralel olarak kırdan kente doğru büyük bir göç başlamıştır. Kente göç edenlerin büyük bir bölümü kendi yaptıkları gecekondularda ve yol, su, kanalizasyon gibi diğer kentsel servislerden yoksun çevrelerde yaşamak zorunda kalmışlardır. Bu göç, kentleşmenin demografik karakterli ve düzensiz bir biçimde gelişmesine yol açmış ve böylece özellikle büyük kentlerde önemli boyutlarda yerleşim sorunu ortaya çıkmıştır.

 

Bu duruma çözüm; orta büyüklükteki şehirlerin devreye sokulması, mekanın organizasyonunda, mevcut şehir merkezlerinin hizmet merkezi olarak sisteme ithali ve ülke çapında dengeli bir yerleşme sistemi kurabilmek amacıyla yerleşme ve nüfus dağılımın "Yeni Kent-Yeni Şehir" ölçek ve boyutunda çözüme götürülmesidir.


Büyük kentlere yığılmanın getireceği sorunların çözümünde tek ve en etkili araç "Uydukent" yaklaşımı ile "yeni kentler" in oluşturulmasıdır. Konut sektöründe şartların iyileştirilmesi, bu iyileştirmenin ölçü ve tanımı ne olursa olsun ekonomik ve sosyal kalkınma açısından büyük önem taşımaktadır.



Konut sektörünün kalkınma sürecindeki yerini ve önemini belirleyen temel ilkeler ve yararlar şöyle sıralanabilir:

 

a. Uygun şart ve özellikteki konutlar insan onuru ve mutluluğunun temel gereğidir. "Konut öyle bir fiziki barınaktır ki, içinde insan, toplumsal, ekonomik ve kültürel yeteneklerini geliştirme ortamı bulur ve toplumla bütünleşir."

 

b. Uygun şart ve özellikteki konutlar, toplumun dengeli kalkınması için gerekli soysal yardımı yaratır. Ekonomik ve toplumsal gelişmeyi kolaylaştırır, hızlandırır.

 

c. Çağdaş teknoloji ürünleri ile donatılmış uygun şart ve özelliklere sahip konutlar, kişilerin sağlığını ve verimliliklerini olumlu yönde etkiler. Bu durum ise, hem genel hayat standardının gelişmesi, hem de ulusal ekonomik kalkınmaya ivme kazandırır.

 

d. Yeni konutlar üretilmesi veya yıpranmış konutların yenilenmesi birçok alanlarda istihdam, üretim ve tasarruf yönlerinden olumlu bir hareketlilik sağlar.

 

e. Altyapısı hazırlanmış konut alanları, nüfusun bölgesel planlamaya ilişkin ulusal amaçlara uygun dağılmasını sağlamak için yararlı bir araçtır.

 

f. Konut sahibi olarak sağlıklı bir ortamda yaşama imkanına kavuşan insanların kendilerini emniyette hissetmeleri ve kira ödemelerinden kurtularak beslenme, sağlık, eğitim ve diğer ihtiyaçlarına daha çok pay ayırabilmesi sonucunda, çalışma veriminin artacağı ve ülke çapında bir gelir artışı doğuracağı açıktır.


STATÜ

Ülke genelinde ve özellikle büyük şehirlerde giderek artan konut açığının kapatılmasını ve kooperatif yaklaşımı ile kurulan örgütlerin aktif olarak devreye sokulmasını sağlamak üzere kooperatiflerin bir çatı altında toplanmasına öncülük yapan TÜRKKONUT, 1985 yılından bu yana geçen 29 yıl içinde 225.000'i aşan üye sayısıyla ve Türkiye'nin dört bir yanına yayılan çağdaş nitelikli konutlarda yaşama mutluluğuna erişmiş geniş camiasıyla büyük bir aile görünümündedir.


Her geçen yıl büyüyerek konut açığının kapatılmasına yönelik çözümler, ancak doğru örgütlenme modelleriyle, sağlıklı yöntemlerle ve deneyim sahibi kuruluşlarca yaratılabilir. Aksi takdirde önlemeye çalıştığımız ve son altmış yılın temel sorunu olan ve beraberinde başka sorunlar da yaratan çarpık kentleşme ve gecekondulaşma süreci devam edecek, böylece önümüzdeki yıllarda da çarpık apartmanlaşma biçimiyle yine çirkin ve sağlıksız kent parçalarının üretilmesi şeklinde sürecektir.

 

Çağdaş kentleşme verimli ve güçlü ekonomilerin ürünüdür. Çağdaş Türkiye, öncelikle çağdaş kentlerden kurulur.


1163 Sayılı yasayla değişen 3476 Sayılı Kanun çerçevesinde en az 7 kooperatifin bir araya gelmesi ile kooperatif birlikleri, kooperatif birliklerinin bir araya gelmesiyle de merkez birlikler kurulmuştur.

 

FELSEFE

Konut üretimine yönelik politikalar üretmek, ülke ekonomisine katkıda bulunmak, inşaat sektörünü ekonomik ve rasyonel bir hale getirerek, konut kooperatifçiliğini disipline etmek, denetlemek. Yapı kooperatifi ortaklarının birikimlerini garanti altına almak, ucuz, sağlam, güvenilir ve kaliteli bir yuvaya kavuşmalarını sağlamaktır.